Zülfü Livaneli/ Kardeşimin Hikayesi: Kardeşimin Hikayesi

Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi adlı romanı çok sade bir dille yazılmış olup birçok anlatım tekniği içermektedir.Fakat diyalog tekniği tüm kitap genelinde bulunmakta. Kardeşimin Hikayesi okuyucuya her bölümde tatlı bir yorgunluk vermekte ve merak uyandırmakta . Karadeniz'in Podima köyünde , Ahmet Arslan'ın arkadaşı Arzu'nun cinayet haberinin gelmesi ile başlayıp meraklı bir Gazeteci kızın iş aşkıyla Ahmet Arslan'ın evine kadar gelip ona Arzu'yla ilgili sorular sormasıyla devam eder.Ahmet Arslan'ın anlattıkları ise okuyucuyu dünyanın dört bir köşesine sürüklemekte. Moskova, İngiltere, Çeçenistan, İstanbul...

Bu hikayede , iki ana karakter var. Ahmet Arslan ve Gazeteci kız. İkisinin de birbirinden farklı özellikleri var. Örneğin Ahmet Arslan ; sakin ve sessizken gazeteci kız bomba gibi! İş aşkının verdiği merak duygusuyla bazen Ahmet Arslan'ın anlattıkları şeyler için kızıyor bazense onu dinlemek için can atıyor.Hatta bir zaman kaybı olarak görüyor Ahmet Arslan'ın anlattılarını ve evden ayrılıyor fakat geri geliyor! Ahmet Arslan Arzu' nun cinayeti ile ilgili billdiklerini anlatmaya başlıyor... Ona göre Arzu'yu Svetlana öldürüp Ali'yi sahiplenebileceğini düşünmüş ve Arzu'yu SVETLANA öldürmüş ve daha sonra kendi hayat hikayesine geçiyor ve Ahmet'in hayat hikayesi daha ilginç geliyor Arzu'nun cinayetindense. Anlattıkları o kadar ilgi çekici, enteresan ve kurgusal ki Gazeteci Kız (Pelin) sordukça sormak istiyor. Bazen istediği cevabı alamayıp sinirleniyor fakat bu soru cevap kitap boyunca devam ediyor.

Kitabın sonu tam bir ters köşe ! Okuyucuyu tamamiyle şaşırtıyor.Verilen bir örnek sadece, yani Svetlana'nın Arzu'yu öldürmesi bile o kadar güzel kurgulanmış ki... Kitabın sonunda gerçeklerle karşı karşıya geliyor okuyucu bu küçük detayın bile doğru olmadığını anlıyor.

Kitap okumayı bilen herkes tarafından okunmalı derim ben... Okuduğum en enteresan ve sürükleyici kitap!